Pagerank 3 Toplist, site ekle, |




 
   

adsenseden cok para kazanmak

   
 


 

 

Ana Sayfa

adbux ile kazan

adsenseden cok para kazanmak

kazanma fikri

esnaflikta zengin olmak

kredi kartindan para kazanin

kredi karti faizinden kurtulun

evde is

sans oyunlari

ziyaretci defteri

tavsiyelerimiz

 


     
 

 

Internetten Daha Fazla Reklam Geliri Elde Etmek için eCPM'yi Arttırma Yöntemleri

 

Eğer iyi kötü bir bloğunuz ya da web siteniz varsa ve ayda birkaç yüz dolardan daha fazla kazanamıyorsanız bu yazıyı okumanızda fayda var. Günde birkaç yüz tekil ziyaretçisi ve ortalama bin kadar sayfa gösterimi (bir ziyaretçi sadece tek bir sayfanıza bakıp gitmiyor değil mi?) olan küçük bir site ya da bir blog dahi ayda en az 150$ getirmelidir. Eğer durum bu değilse, site yapılanmanızda ve reklam kullanımında çok ciddi hatalar yapıyorsunuz demektir.

Ben bir reklam veren olsam, ki öyleyim, reklamıma tıklanma, hatta görülme olasılığı olmayan bir siteye reklam vermezdim. Bir reklam-veren getirisi ileride gerçekleşebilecek, ve ne kadar getirisi olduğu kesin belli olamayan bir harcamayı peşin yapar. Haliyle de o reklamı verirken reklam veren de, reklamı yayınlayan aracı kuruluş da (örneğimizde Google Adwords) iki kere düşünür. Kimsenin rakip reklamlara dahi tıklamadığı bir siteye ben niye reklam vereyim, hadi verdim diyelim peki ne diye tıklama başına 1 kuruştan daha fazla vereyim? Öyle değil mi? Mantık şu: Eğer o sitedeki reklamlara tıklanmıyorsa olasılıkla yayınlanan reklamlar siteyi ziyaret edenin ilgilendiği konuyla alakalı değil, o alakasız ziyaretçi sayfamı ziyaret etse bile sattığım ürünlerle ilgilenmiyor olma ihtimali yüksek, birşey satamayacığım ziyaretçiye dükkanımı (sitemi) ziyaret etmesi için birilerine para ödemek ise kaynak israfı...

Kısaca reklam verenlerle reklam aracı kuruluşları, kazanç sağlayamayacakları ziyaretçiler için reklam yayınlamak isteyen sitelere reklam vermeye ya da reklam başına yüksek ücret ödemeye yanaşmazlar. Bu kayda değmez siteleri tesbit etmek içinse genellikle eCPM ölçütü (metriği) kullanılır. eCPM, bin sayfa gösterimi başına tutar (effective Cost per Milen) anlamındadır. Bin kez gösterilen reklamın size ne kadar kazandırdığını ya da bir başka deyişle reklam verenlere ne kadar masraf çıkardığını gösterir. Hatırlamakta fayda var, sizin kazancınız bir başkasının masrafıdır; sizin harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısını oluşturmaktadır. İşte bu 1000 gösterim başına tutar ölçümünün tüm sayfalarınız başına ortalaması, yani sizin adsense rapor sayfanızdaki eCPM sütunun tepesindeki rakam size verilecek reklamların kalitesini belirler. Bu eCPM metriği ne kadar yüksekse, sitenizde de o kadar fazla tıklama başına daha fazla ödeyen reklam yayınlanır

 

Peki bu eCPM Kaç Olmalıdır ve Nasıl Yükseltilir

eCPM'nin teorik bir limiti yok. Sınırsız. Sonuçta tıklama başına 100.000$ ödeyecek kadar çılgın bir reklam veren olur ve her reklam gösteriminde mutlaka bir tıklayan bulunursa eCPM'niz 100.000.000$ (yüz milyon dolar) görünür. Gerçek hayatta ise bu rakamın güncel değerini rekabet belirliyor. Ne kadar kıran kırana bir rekabet olursa, o kadar da çok fiyat arttıran reklam veren oluyor. İlk sırada, hatta ilk 12'de yer alabilmek içinse tıklama başına daha fazla ödemeyi göze almak durumunda kalıyor reklam verenler. İlk 12 önemli, çünkü Google Adsense sitenizde bir kerede en fazla 3 reklam bloğu kullanmanıza izin veriyor, ve bu bloklardan en büyüğü ise en fazla 4 reklam barındırabiliyor. Kısaca taş çatlasa sitenizde 12 reklamdan daha fazla Adsense reklamı gösteremiyorsunuz (tavsiyeler hariç).

Peki bu 12 reklam gösterme hakkını sonuna kadar kullanmak şart mı? Madem reklamlar en pahalıdan en ucuza doğru sıralanıyor, öyleyse son gösterilen reklamlar en az ücreti ödeyenler olmalı. Pekiii, ya bizler bir en tepeye bir menü kısmına ve bir de yazının bitimine olmak üzere 3 reklam bloğu kullandıysak; acaba bloğumuzdaki ya da sitemizdeki bir yazıyı okuyup bitiren birinin hangi reklam bloğuna tıklama olasılığı daha fazla? İsterseniz bu olasılığı rahatlıkla ölçebilirsiniz; üç farklı adsense kanalıyla bu üç yere reklam bloğu koyup istatistiklere bakmanız yeterli. Sonuçta, üç reklam bloğu da kullanılan sayfalarda en sonuncu diğerleriyle aynı sayıda gösterilmesine rağmen en az tıklamayı (CTR) ve en az bin tık başına ücreti (eCPM) alır. Üstelik bu sonuncunun aldığı düşük eCPM sizin genel eCPM değerinizi de aşağı çeker. eCPM'niz düştükçe de sizin reklam alanlarınızda tıklama başına yüksek değil düşük ücret ödeyen reklam verenlerin reklamı gösterilir. Böylece bu bol reklamlı sayfalarınızda geliriniz düştükçe düşer ve minimuma takılır: tıklama başına 1 kuruş!... Ah yazık!

Çözümü basit: acımasız olacak, kötüleri barındırmayacaksınız. Sitenizin yapısal durumuna göre değişir hangi reklam bloğu tipinin en iyi sonucu vereceği. O yüzden sitelerinizin ve sayfalarınızın türüne, yapısına göre haftalık testler yapmalısınız. Bir testi bir hafta boyunca sürdürmenizde fayda var, çünkü hafta içi, hafta sonu, ilk iş günü ve son iş günü gibi farklı farklı zamanlarda bağlanan insan profilleri var. İstatistiklerde hepsini kapsamak önemli. Tek bir reklam tipini seçip (mesela 336x280 ya da 234x60) buna kullandığınız yere, sayfaya göre farklı kanal isimleri vererek denemeler yapmalısınız. Örneğin, sayfalarınızdan birinde yazının üstünde kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_ust-01" olurken, benzer icerikteki bir baska sayfada yazı ortasında kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_orta_sol-01" gibi olmalı. Ana sayfa için ayrı, uzun yazı içeren sayfalar için ayrı, resim, video vs. içeren sayfalar için ayrı ayrı kanallar ve yerler tanımlayarak siteniz içeriğine en uygun yerleşimi bulmanız çok çok önemli.

Bir haftalık test ve değerlendirme sonunda ise hiç düşünmeden eCPM'si en düşük olanları makaslayın gitsin. Oradan gelmiş olan parada gözünüz boşuna kalmasın. O düşük eCPM'li reklam bloğu ister yüksek ister düşük tıklama oranına (CTR) sahip olsun, eCPM'si düşük oldukça genel eCPM ortalamanızı aşağıya çekecek ve reklamlardan tıklama başına daha fazla para kazanmanızı engelleyecektir. Özetle, bir reklam bloğunun eCPM'si düşükse bir daha o yerde o tipte bir reklam bloğunu kullanmayın.

 

Günün Saatlerine Göre Farklılaşan eCPM

Dikkat ettiyseniz farketmişsinizdir. Adsense gününün ilk saatlerinde, yani saat 10:00-12:00 arası eCPM değeri daha yüksektir, sonra giderek düşer. Sizce sebebi ne?... ... Burada biraz soluklanın isterseniz. Kapitalist bir sistemde olduğumuzu unutmayarak, ekonomimizin temel bir noktasını tekrar anımsayalım: Sizin kazancınız bir başkasının masrafı, harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısıdır. Sitenizdeki reklamlardan gelir elde edebiliyorsunuz, ama reklam verenler bunu hayır için, siz para kazanasınız diye yapmıyorlar. Kendileri para kazanmak için yapıyorlar. Elbette ki enayi değiller, sizden birşey alamayacaklarsa siz de karşılığında birşey alamazsınız. Ve bir reklam verene sunabileceğiniz en değerli şey, ürünleriyle ya da hizmetleriyle ilgilenen bir ziyaretçidir. Siz onlara bunu sunun, onlar da sizin göndereceğiniz değerli müşteri için aralarında yarışarak müşteriyi kapmak için size daha çok ödemeyi göze alsın... Ama elbet bu rekabet ve kapışmanın bir bedeli var. Google Adwords'te 3 farklı tipteki reklam harcama yöntemlerinden birini seçebiliyor reklam verenler: Anahtar sözcük başına maksimum bir tıklama ücreti, ortalama bir tıklama ücreti ya da günlük maksimum harcama üzerinden düzgün dağıtılmış tıklamalar. Ek olarak ilk ikisinde günlük harcama limitinin de gün içine eşit reklam gösterimi ile dağıtılmasını ya da maksimum oranda reklamın pompalanmasını seçebiliyorlar. İşte bu sonuncusu daha etkili. Reklamlarınız rakiplere inat peş peşe gösteriliyor ama bir bedeli de var: Çok hızlı bir şekilde günlük bütçenizi tüketiyor. Eğer reklam verenin reklama ayırdığı günlük bütçeye ulaşıldıysa artık günün geri kalanında o bol ödeyen güzel reklam artık sitenizde görüntülenmez oluyor. Bunu kontrol etmek için sizin yapabileceğiniz bir şey yok. Ama bu bilgiyi kullanarak sitenizin günün ilk saatlerinde, sizin rakip sitelerinizden daha fazla görüntülenmesini sağlayabilirseniz, rakiplerinize gidebilecek güzel büyük balıkları siz tutabilirsiniz...

Evet. Aslında kural hayatın her alanına uygulanacak denli basit: Kötüleri barındırmayın... Sitenizdeki kötü görünüşlü, boş, kayda değmez sayfaları kaldırın; ilgi çekmeyen reklam yerleşimlerini kaldırın; her yere reklam koymak yerine sadece en kaliteli reklamlardan bir ya da bir kaç tane gösterin; kötü reklamlardan, ilgisiz ziyaretçilerden kurtulun... Hayata da uyarlarsak, kötü arkadaşlar, kötü eşyalar, bozuk cihazlar, kalitesiz edebiyat, kötü kullanılan zaman, kötü bir eş, duvarınızda çirkin bir tablo, kötü bir mahalle, vs. vs. sizi de bozar, aşağı çeker. Basit ama doğru: Hayatta her şeyin daha iyisi için kötü şeyleri yakınınızda barındırmayıp, iyi şeylerin yanına gitmeniz yeterli...

Internetten Daha Fazla Reklam Geliri Elde Etmek için eCPM'yi Arttırma Yöntemleri

 

Eğer iyi kötü bir bloğunuz ya da web siteniz varsa ve ayda birkaç yüz dolardan daha fazla kazanamıyorsanız bu yazıyı okumanızda fayda var. Günde birkaç yüz tekil ziyaretçisi ve ortalama bin kadar sayfa gösterimi (bir ziyaretçi sadece tek bir sayfanıza bakıp gitmiyor değil mi?) olan küçük bir site ya da bir blog dahi ayda en az 150$ getirmelidir. Eğer durum bu değilse, site yapılanmanızda ve reklam kullanımında çok ciddi hatalar yapıyorsunuz demektir.

Ben bir reklam veren olsam, ki öyleyim, reklamıma tıklanma, hatta görülme olasılığı olmayan bir siteye reklam vermezdim. Bir reklam-veren getirisi ileride gerçekleşebilecek, ve ne kadar getirisi olduğu kesin belli olamayan bir harcamayı peşin yapar. Haliyle de o reklamı verirken reklam veren de, reklamı yayınlayan aracı kuruluş da (örneğimizde Google Adwords) iki kere düşünür. Kimsenin rakip reklamlara dahi tıklamadığı bir siteye ben niye reklam vereyim, hadi verdim diyelim peki ne diye tıklama başına 1 kuruştan daha fazla vereyim? Öyle değil mi? Mantık şu: Eğer o sitedeki reklamlara tıklanmıyorsa olasılıkla yayınlanan reklamlar siteyi ziyaret edenin ilgilendiği konuyla alakalı değil, o alakasız ziyaretçi sayfamı ziyaret etse bile sattığım ürünlerle ilgilenmiyor olma ihtimali yüksek, birşey satamayacığım ziyaretçiye dükkanımı (sitemi) ziyaret etmesi için birilerine para ödemek ise kaynak israfı...

Kısaca reklam verenlerle reklam aracı kuruluşları, kazanç sağlayamayacakları ziyaretçiler için reklam yayınlamak isteyen sitelere reklam vermeye ya da reklam başına yüksek ücret ödemeye yanaşmazlar. Bu kayda değmez siteleri tesbit etmek içinse genellikle eCPM ölçütü (metriği) kullanılır. eCPM, bin sayfa gösterimi başına tutar (effective Cost per Milen) anlamındadır. Bin kez gösterilen reklamın size ne kadar kazandırdığını ya da bir başka deyişle reklam verenlere ne kadar masraf çıkardığını gösterir. Hatırlamakta fayda var, sizin kazancınız bir başkasının masrafıdır; sizin harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısını oluşturmaktadır. İşte bu 1000 gösterim başına tutar ölçümünün tüm sayfalarınız başına ortalaması, yani sizin adsense rapor sayfanızdaki eCPM sütunun tepesindeki rakam size verilecek reklamların kalitesini belirler. Bu eCPM metriği ne kadar yüksekse, sitenizde de o kadar fazla tıklama başına daha fazla ödeyen reklam yayınlanır

 

Peki bu eCPM Kaç Olmalıdır ve Nasıl Yükseltilir

eCPM'nin teorik bir limiti yok. Sınırsız. Sonuçta tıklama başına 100.000$ ödeyecek kadar çılgın bir reklam veren olur ve her reklam gösteriminde mutlaka bir tıklayan bulunursa eCPM'niz 100.000.000$ (yüz milyon dolar) görünür. Gerçek hayatta ise bu rakamın güncel değerini rekabet belirliyor. Ne kadar kıran kırana bir rekabet olursa, o kadar da çok fiyat arttıran reklam veren oluyor. İlk sırada, hatta ilk 12'de yer alabilmek içinse tıklama başına daha fazla ödemeyi göze almak durumunda kalıyor reklam verenler. İlk 12 önemli, çünkü Google Adsense sitenizde bir kerede en fazla 3 reklam bloğu kullanmanıza izin veriyor, ve bu bloklardan en büyüğü ise en fazla 4 reklam barındırabiliyor. Kısaca taş çatlasa sitenizde 12 reklamdan daha fazla Adsense reklamı gösteremiyorsunuz (tavsiyeler hariç).

Peki bu 12 reklam gösterme hakkını sonuna kadar kullanmak şart mı? Madem reklamlar en pahalıdan en ucuza doğru sıralanıyor, öyleyse son gösterilen reklamlar en az ücreti ödeyenler olmalı. Pekiii, ya bizler bir en tepeye bir menü kısmına ve bir de yazının bitimine olmak üzere 3 reklam bloğu kullandıysak; acaba bloğumuzdaki ya da sitemizdeki bir yazıyı okuyup bitiren birinin hangi reklam bloğuna tıklama olasılığı daha fazla? İsterseniz bu olasılığı rahatlıkla ölçebilirsiniz; üç farklı adsense kanalıyla bu üç yere reklam bloğu koyup istatistiklere bakmanız yeterli. Sonuçta, üç reklam bloğu da kullanılan sayfalarda en sonuncu diğerleriyle aynı sayıda gösterilmesine rağmen en az tıklamayı (CTR) ve en az bin tık başına ücreti (eCPM) alır. Üstelik bu sonuncunun aldığı düşük eCPM sizin genel eCPM değerinizi de aşağı çeker. eCPM'niz düştükçe de sizin reklam alanlarınızda tıklama başına yüksek değil düşük ücret ödeyen reklam verenlerin reklamı gösterilir. Böylece bu bol reklamlı sayfalarınızda geliriniz düştükçe düşer ve minimuma takılır: tıklama başına 1 kuruş!... Ah yazık!

Çözümü basit: acımasız olacak, kötüleri barındırmayacaksınız. Sitenizin yapısal durumuna göre değişir hangi reklam bloğu tipinin en iyi sonucu vereceği. O yüzden sitelerinizin ve sayfalarınızın türüne, yapısına göre haftalık testler yapmalısınız. Bir testi bir hafta boyunca sürdürmenizde fayda var, çünkü hafta içi, hafta sonu, ilk iş günü ve son iş günü gibi farklı farklı zamanlarda bağlanan insan profilleri var. İstatistiklerde hepsini kapsamak önemli. Tek bir reklam tipini seçip (mesela 336x280 ya da 234x60) buna kullandığınız yere, sayfaya göre farklı kanal isimleri vererek denemeler yapmalısınız. Örneğin, sayfalarınızdan birinde yazının üstünde kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_ust-01" olurken, benzer icerikteki bir baska sayfada yazı ortasında kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_orta_sol-01" gibi olmalı. Ana sayfa için ayrı, uzun yazı içeren sayfalar için ayrı, resim, video vs. içeren sayfalar için ayrı ayrı kanallar ve yerler tanımlayarak siteniz içeriğine en uygun yerleşimi bulmanız çok çok önemli.

Bir haftalık test ve değerlendirme sonunda ise hiç düşünmeden eCPM'si en düşük olanları makaslayın gitsin. Oradan gelmiş olan parada gözünüz boşuna kalmasın. O düşük eCPM'li reklam bloğu ister yüksek ister düşük tıklama oranına (CTR) sahip olsun, eCPM'si düşük oldukça genel eCPM ortalamanızı aşağıya çekecek ve reklamlardan tıklama başına daha fazla para kazanmanızı engelleyecektir. Özetle, bir reklam bloğunun eCPM'si düşükse bir daha o yerde o tipte bir reklam bloğunu kullanmayın.

 

Günün Saatlerine Göre Farklılaşan eCPM

Dikkat ettiyseniz farketmişsinizdir. Adsense gününün ilk saatlerinde, yani saat 10:00-12:00 arası eCPM değeri daha yüksektir, sonra giderek düşer. Sizce sebebi ne?... ... Burada biraz soluklanın isterseniz. Kapitalist bir sistemde olduğumuzu unutmayarak, ekonomimizin temel bir noktasını tekrar anımsayalım: Sizin kazancınız bir başkasının masrafı, harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısıdır. Sitenizdeki reklamlardan gelir elde edebiliyorsunuz, ama reklam verenler bunu hayır için, siz para kazanasınız diye yapmıyorlar. Kendileri para kazanmak için yapıyorlar. Elbette ki enayi değiller, sizden birşey alamayacaklarsa siz de karşılığında birşey alamazsınız. Ve bir reklam verene sunabileceğiniz en değerli şey, ürünleriyle ya da hizmetleriyle ilgilenen bir ziyaretçidir. Siz onlara bunu sunun, onlar da sizin göndereceğiniz değerli müşteri için aralarında yarışarak müşteriyi kapmak için size daha çok ödemeyi göze alsın... Ama elbet bu rekabet ve kapışmanın bir bedeli var. Google Adwords'te 3 farklı tipteki reklam harcama yöntemlerinden birini seçebiliyor reklam verenler: Anahtar sözcük başına maksimum bir tıklama ücreti, ortalama bir tıklama ücreti ya da günlük maksimum harcama üzerinden düzgün dağıtılmış tıklamalar. Ek olarak ilk ikisinde günlük harcama limitinin de gün içine eşit reklam gösterimi ile dağıtılmasını ya da maksimum oranda reklamın pompalanmasını seçebiliyorlar. İşte bu sonuncusu daha etkili. Reklamlarınız rakiplere inat peş peşe gösteriliyor ama bir bedeli de var: Çok hızlı bir şekilde günlük bütçenizi tüketiyor. Eğer reklam verenin reklama ayırdığı günlük bütçeye ulaşıldıysa artık günün geri kalanında o bol ödeyen güzel reklam artık sitenizde görüntülenmez oluyor. Bunu kontrol etmek için sizin yapabileceğiniz bir şey yok. Ama bu bilgiyi kullanarak sitenizin günün ilk saatlerinde, sizin rakip sitelerinizden daha fazla görüntülenmesini sağlayabilirseniz, rakiplerinize gidebilecek güzel büyük balıkları siz tutabilirsiniz...

Evet. Aslında kural hayatın her alanına uygulanacak denli basit: Kötüleri barındırmayın... Sitenizdeki kötü görünüşlü, boş, kayda değmez sayfaları kaldırın; ilgi çekmeyen reklam yerleşimlerini kaldırın; her yere reklam koymak yerine sadece en kaliteli reklamlardan bir ya da bir kaç tane gösterin; kötü reklamlardan, ilgisiz ziyaretçilerden kurtulun... Hayata da uyarlarsak, kötü arkadaşlar, kötü eşyalar, bozuk cihazlar, kalitesiz edebiyat, kötü kullanılan zaman, kötü bir eş, duvarınızda çirkin bir tablo, kötü bir mahalle, vs. vs. sizi de bozar, aşağı çeker. Basit ama doğru: Hayatta her şeyin daha iyisi için kötü şeyleri yakınınızda barındırmayıp, iyi şeylerin yanına gitmeniz yeterli...

Internetten Daha Fazla Reklam Geliri Elde Etmek için eCPM'yi Arttırma Yöntemleri

 

Eğer iyi kötü bir bloğunuz ya da web siteniz varsa ve ayda birkaç yüz dolardan daha fazla kazanamıyorsanız bu yazıyı okumanızda fayda var. Günde birkaç yüz tekil ziyaretçisi ve ortalama bin kadar sayfa gösterimi (bir ziyaretçi sadece tek bir sayfanıza bakıp gitmiyor değil mi?) olan küçük bir site ya da bir blog dahi ayda en az 150$ getirmelidir. Eğer durum bu değilse, site yapılanmanızda ve reklam kullanımında çok ciddi hatalar yapıyorsunuz demektir.

Ben bir reklam veren olsam, ki öyleyim, reklamıma tıklanma, hatta görülme olasılığı olmayan bir siteye reklam vermezdim. Bir reklam-veren getirisi ileride gerçekleşebilecek, ve ne kadar getirisi olduğu kesin belli olamayan bir harcamayı peşin yapar. Haliyle de o reklamı verirken reklam veren de, reklamı yayınlayan aracı kuruluş da (örneğimizde Google Adwords) iki kere düşünür. Kimsenin rakip reklamlara dahi tıklamadığı bir siteye ben niye reklam vereyim, hadi verdim diyelim peki ne diye tıklama başına 1 kuruştan daha fazla vereyim? Öyle değil mi? Mantık şu: Eğer o sitedeki reklamlara tıklanmıyorsa olasılıkla yayınlanan reklamlar siteyi ziyaret edenin ilgilendiği konuyla alakalı değil, o alakasız ziyaretçi sayfamı ziyaret etse bile sattığım ürünlerle ilgilenmiyor olma ihtimali yüksek, birşey satamayacığım ziyaretçiye dükkanımı (sitemi) ziyaret etmesi için birilerine para ödemek ise kaynak israfı...

Kısaca reklam verenlerle reklam aracı kuruluşları, kazanç sağlayamayacakları ziyaretçiler için reklam yayınlamak isteyen sitelere reklam vermeye ya da reklam başına yüksek ücret ödemeye yanaşmazlar. Bu kayda değmez siteleri tesbit etmek içinse genellikle eCPM ölçütü (metriği) kullanılır. eCPM, bin sayfa gösterimi başına tutar (effective Cost per Milen) anlamındadır. Bin kez gösterilen reklamın size ne kadar kazandırdığını ya da bir başka deyişle reklam verenlere ne kadar masraf çıkardığını gösterir. Hatırlamakta fayda var, sizin kazancınız bir başkasının masrafıdır; sizin harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısını oluşturmaktadır. İşte bu 1000 gösterim başına tutar ölçümünün tüm sayfalarınız başına ortalaması, yani sizin adsense rapor sayfanızdaki eCPM sütunun tepesindeki rakam size verilecek reklamların kalitesini belirler. Bu eCPM metriği ne kadar yüksekse, sitenizde de o kadar fazla tıklama başına daha fazla ödeyen reklam yayınlanır

 

Peki bu eCPM Kaç Olmalıdır ve Nasıl Yükseltilir

eCPM'nin teorik bir limiti yok. Sınırsız. Sonuçta tıklama başına 100.000$ ödeyecek kadar çılgın bir reklam veren olur ve her reklam gösteriminde mutlaka bir tıklayan bulunursa eCPM'niz 100.000.000$ (yüz milyon dolar) görünür. Gerçek hayatta ise bu rakamın güncel değerini rekabet belirliyor. Ne kadar kıran kırana bir rekabet olursa, o kadar da çok fiyat arttıran reklam veren oluyor. İlk sırada, hatta ilk 12'de yer alabilmek içinse tıklama başına daha fazla ödemeyi göze almak durumunda kalıyor reklam verenler. İlk 12 önemli, çünkü Google Adsense sitenizde bir kerede en fazla 3 reklam bloğu kullanmanıza izin veriyor, ve bu bloklardan en büyüğü ise en fazla 4 reklam barındırabiliyor. Kısaca taş çatlasa sitenizde 12 reklamdan daha fazla Adsense reklamı gösteremiyorsunuz (tavsiyeler hariç).

Peki bu 12 reklam gösterme hakkını sonuna kadar kullanmak şart mı? Madem reklamlar en pahalıdan en ucuza doğru sıralanıyor, öyleyse son gösterilen reklamlar en az ücreti ödeyenler olmalı. Pekiii, ya bizler bir en tepeye bir menü kısmına ve bir de yazının bitimine olmak üzere 3 reklam bloğu kullandıysak; acaba bloğumuzdaki ya da sitemizdeki bir yazıyı okuyup bitiren birinin hangi reklam bloğuna tıklama olasılığı daha fazla? İsterseniz bu olasılığı rahatlıkla ölçebilirsiniz; üç farklı adsense kanalıyla bu üç yere reklam bloğu koyup istatistiklere bakmanız yeterli. Sonuçta, üç reklam bloğu da kullanılan sayfalarda en sonuncu diğerleriyle aynı sayıda gösterilmesine rağmen en az tıklamayı (CTR) ve en az bin tık başına ücreti (eCPM) alır. Üstelik bu sonuncunun aldığı düşük eCPM sizin genel eCPM değerinizi de aşağı çeker. eCPM'niz düştükçe de sizin reklam alanlarınızda tıklama başına yüksek değil düşük ücret ödeyen reklam verenlerin reklamı gösterilir. Böylece bu bol reklamlı sayfalarınızda geliriniz düştükçe düşer ve minimuma takılır: tıklama başına 1 kuruş!... Ah yazık!

Çözümü basit: acımasız olacak, kötüleri barındırmayacaksınız. Sitenizin yapısal durumuna göre değişir hangi reklam bloğu tipinin en iyi sonucu vereceği. O yüzden sitelerinizin ve sayfalarınızın türüne, yapısına göre haftalık testler yapmalısınız. Bir testi bir hafta boyunca sürdürmenizde fayda var, çünkü hafta içi, hafta sonu, ilk iş günü ve son iş günü gibi farklı farklı zamanlarda bağlanan insan profilleri var. İstatistiklerde hepsini kapsamak önemli. Tek bir reklam tipini seçip (mesela 336x280 ya da 234x60) buna kullandığınız yere, sayfaya göre farklı kanal isimleri vererek denemeler yapmalısınız. Örneğin, sayfalarınızdan birinde yazının üstünde kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_ust-01" olurken, benzer icerikteki bir baska sayfada yazı ortasında kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_orta_sol-01" gibi olmalı. Ana sayfa için ayrı, uzun yazı içeren sayfalar için ayrı, resim, video vs. içeren sayfalar için ayrı ayrı kanallar ve yerler tanımlayarak siteniz içeriğine en uygun yerleşimi bulmanız çok çok önemli.

Bir haftalık test ve değerlendirme sonunda ise hiç düşünmeden eCPM'si en düşük olanları makaslayın gitsin. Oradan gelmiş olan parada gözünüz boşuna kalmasın. O düşük eCPM'li reklam bloğu ister yüksek ister düşük tıklama oranına (CTR) sahip olsun, eCPM'si düşük oldukça genel eCPM ortalamanızı aşağıya çekecek ve reklamlardan tıklama başına daha fazla para kazanmanızı engelleyecektir. Özetle, bir reklam bloğunun eCPM'si düşükse bir daha o yerde o tipte bir reklam bloğunu kullanmayın.

 

Günün Saatlerine Göre Farklılaşan eCPM

Dikkat ettiyseniz farketmişsinizdir. Adsense gününün ilk saatlerinde, yani saat 10:00-12:00 arası eCPM değeri daha yüksektir, sonra giderek düşer. Sizce sebebi ne?... ... Burada biraz soluklanın isterseniz. Kapitalist bir sistemde olduğumuzu unutmayarak, ekonomimizin temel bir noktasını tekrar anımsayalım: Sizin kazancınız bir başkasının masrafı, harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısıdır. Sitenizdeki reklamlardan gelir elde edebiliyorsunuz, ama reklam verenler bunu hayır için, siz para kazanasınız diye yapmıyorlar. Kendileri para kazanmak için yapıyorlar. Elbette ki enayi değiller, sizden birşey alamayacaklarsa siz de karşılığında birşey alamazsınız. Ve bir reklam verene sunabileceğiniz en değerli şey, ürünleriyle ya da hizmetleriyle ilgilenen bir ziyaretçidir. Siz onlara bunu sunun, onlar da sizin göndereceğiniz değerli müşteri için aralarında yarışarak müşteriyi kapmak için size daha çok ödemeyi göze alsın... Ama elbet bu rekabet ve kapışmanın bir bedeli var. Google Adwords'te 3 farklı tipteki reklam harcama yöntemlerinden birini seçebiliyor reklam verenler: Anahtar sözcük başına maksimum bir tıklama ücreti, ortalama bir tıklama ücreti ya da günlük maksimum harcama üzerinden düzgün dağıtılmış tıklamalar. Ek olarak ilk ikisinde günlük harcama limitinin de gün içine eşit reklam gösterimi ile dağıtılmasını ya da maksimum oranda reklamın pompalanmasını seçebiliyorlar. İşte bu sonuncusu daha etkili. Reklamlarınız rakiplere inat peş peşe gösteriliyor ama bir bedeli de var: Çok hızlı bir şekilde günlük bütçenizi tüketiyor. Eğer reklam verenin reklama ayırdığı günlük bütçeye ulaşıldıysa artık günün geri kalanında o bol ödeyen güzel reklam artık sitenizde görüntülenmez oluyor. Bunu kontrol etmek için sizin yapabileceğiniz bir şey yok. Ama bu bilgiyi kullanarak sitenizin günün ilk saatlerinde, sizin rakip sitelerinizden daha fazla görüntülenmesini sağlayabilirseniz, rakiplerinize gidebilecek güzel büyük balıkları siz tutabilirsiniz...

Evet. Aslında kural hayatın her alanına uygulanacak denli basit: Kötüleri barındırmayın... Sitenizdeki kötü görünüşlü, boş, kayda değmez sayfaları kaldırın; ilgi çekmeyen reklam yerleşimlerini kaldırın; her yere reklam koymak yerine sadece en kaliteli reklamlardan bir ya da bir kaç tane gösterin; kötü reklamlardan, ilgisiz ziyaretçilerden kurtulun... Hayata da uyarlarsak, kötü arkadaşlar, kötü eşyalar, bozuk cihazlar, kalitesiz edebiyat, kötü kullanılan zaman, kötü bir eş, duvarınızda çirkin bir tablo, kötü bir mahalle, vs. vs. sizi de bozar, aşağı çeker. Basit ama doğru: Hayatta her şeyin daha iyisi için kötü şeyleri yakınınızda barındırmayıp, iyi şeylerin yanına gitmeniz yeterli...

Internetten Daha Fazla Reklam Geliri Elde Etmek için eCPM'yi Arttırma Yöntemleri

 

Eğer iyi kötü bir bloğunuz ya da web siteniz varsa ve ayda birkaç yüz dolardan daha fazla kazanamıyorsanız bu yazıyı okumanızda fayda var. Günde birkaç yüz tekil ziyaretçisi ve ortalama bin kadar sayfa gösterimi (bir ziyaretçi sadece tek bir sayfanıza bakıp gitmiyor değil mi?) olan küçük bir site ya da bir blog dahi ayda en az 150$ getirmelidir. Eğer durum bu değilse, site yapılanmanızda ve reklam kullanımında çok ciddi hatalar yapıyorsunuz demektir.

Ben bir reklam veren olsam, ki öyleyim, reklamıma tıklanma, hatta görülme olasılığı olmayan bir siteye reklam vermezdim. Bir reklam-veren getirisi ileride gerçekleşebilecek, ve ne kadar getirisi olduğu kesin belli olamayan bir harcamayı peşin yapar. Haliyle de o reklamı verirken reklam veren de, reklamı yayınlayan aracı kuruluş da (örneğimizde Google Adwords) iki kere düşünür. Kimsenin rakip reklamlara dahi tıklamadığı bir siteye ben niye reklam vereyim, hadi verdim diyelim peki ne diye tıklama başına 1 kuruştan daha fazla vereyim? Öyle değil mi? Mantık şu: Eğer o sitedeki reklamlara tıklanmıyorsa olasılıkla yayınlanan reklamlar siteyi ziyaret edenin ilgilendiği konuyla alakalı değil, o alakasız ziyaretçi sayfamı ziyaret etse bile sattığım ürünlerle ilgilenmiyor olma ihtimali yüksek, birşey satamayacığım ziyaretçiye dükkanımı (sitemi) ziyaret etmesi için birilerine para ödemek ise kaynak israfı...

Kısaca reklam verenlerle reklam aracı kuruluşları, kazanç sağlayamayacakları ziyaretçiler için reklam yayınlamak isteyen sitelere reklam vermeye ya da reklam başına yüksek ücret ödemeye yanaşmazlar. Bu kayda değmez siteleri tesbit etmek içinse genellikle eCPM ölçütü (metriği) kullanılır. eCPM, bin sayfa gösterimi başına tutar (effective Cost per Milen) anlamındadır. Bin kez gösterilen reklamın size ne kadar kazandırdığını ya da bir başka deyişle reklam verenlere ne kadar masraf çıkardığını gösterir. Hatırlamakta fayda var, sizin kazancınız bir başkasının masrafıdır; sizin harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısını oluşturmaktadır. İşte bu 1000 gösterim başına tutar ölçümünün tüm sayfalarınız başına ortalaması, yani sizin adsense rapor sayfanızdaki eCPM sütunun tepesindeki rakam size verilecek reklamların kalitesini belirler. Bu eCPM metriği ne kadar yüksekse, sitenizde de o kadar fazla tıklama başına daha fazla ödeyen reklam yayınlanır

 

Peki bu eCPM Kaç Olmalıdır ve Nasıl Yükseltilir

eCPM'nin teorik bir limiti yok. Sınırsız. Sonuçta tıklama başına 100.000$ ödeyecek kadar çılgın bir reklam veren olur ve her reklam gösteriminde mutlaka bir tıklayan bulunursa eCPM'niz 100.000.000$ (yüz milyon dolar) görünür. Gerçek hayatta ise bu rakamın güncel değerini rekabet belirliyor. Ne kadar kıran kırana bir rekabet olursa, o kadar da çok fiyat arttıran reklam veren oluyor. İlk sırada, hatta ilk 12'de yer alabilmek içinse tıklama başına daha fazla ödemeyi göze almak durumunda kalıyor reklam verenler. İlk 12 önemli, çünkü Google Adsense sitenizde bir kerede en fazla 3 reklam bloğu kullanmanıza izin veriyor, ve bu bloklardan en büyüğü ise en fazla 4 reklam barındırabiliyor. Kısaca taş çatlasa sitenizde 12 reklamdan daha fazla Adsense reklamı gösteremiyorsunuz (tavsiyeler hariç).

Peki bu 12 reklam gösterme hakkını sonuna kadar kullanmak şart mı? Madem reklamlar en pahalıdan en ucuza doğru sıralanıyor, öyleyse son gösterilen reklamlar en az ücreti ödeyenler olmalı. Pekiii, ya bizler bir en tepeye bir menü kısmına ve bir de yazının bitimine olmak üzere 3 reklam bloğu kullandıysak; acaba bloğumuzdaki ya da sitemizdeki bir yazıyı okuyup bitiren birinin hangi reklam bloğuna tıklama olasılığı daha fazla? İsterseniz bu olasılığı rahatlıkla ölçebilirsiniz; üç farklı adsense kanalıyla bu üç yere reklam bloğu koyup istatistiklere bakmanız yeterli. Sonuçta, üç reklam bloğu da kullanılan sayfalarda en sonuncu diğerleriyle aynı sayıda gösterilmesine rağmen en az tıklamayı (CTR) ve en az bin tık başına ücreti (eCPM) alır. Üstelik bu sonuncunun aldığı düşük eCPM sizin genel eCPM değerinizi de aşağı çeker. eCPM'niz düştükçe de sizin reklam alanlarınızda tıklama başına yüksek değil düşük ücret ödeyen reklam verenlerin reklamı gösterilir. Böylece bu bol reklamlı sayfalarınızda geliriniz düştükçe düşer ve minimuma takılır: tıklama başına 1 kuruş!... Ah yazık!

Çözümü basit: acımasız olacak, kötüleri barındırmayacaksınız. Sitenizin yapısal durumuna göre değişir hangi reklam bloğu tipinin en iyi sonucu vereceği. O yüzden sitelerinizin ve sayfalarınızın türüne, yapısına göre haftalık testler yapmalısınız. Bir testi bir hafta boyunca sürdürmenizde fayda var, çünkü hafta içi, hafta sonu, ilk iş günü ve son iş günü gibi farklı farklı zamanlarda bağlanan insan profilleri var. İstatistiklerde hepsini kapsamak önemli. Tek bir reklam tipini seçip (mesela 336x280 ya da 234x60) buna kullandığınız yere, sayfaya göre farklı kanal isimleri vererek denemeler yapmalısınız. Örneğin, sayfalarınızdan birinde yazının üstünde kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_ust-01" olurken, benzer icerikteki bir baska sayfada yazı ortasında kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_orta_sol-01" gibi olmalı. Ana sayfa için ayrı, uzun yazı içeren sayfalar için ayrı, resim, video vs. içeren sayfalar için ayrı ayrı kanallar ve yerler tanımlayarak siteniz içeriğine en uygun yerleşimi bulmanız çok çok önemli.

Bir haftalık test ve değerlendirme sonunda ise hiç düşünmeden eCPM'si en düşük olanları makaslayın gitsin. Oradan gelmiş olan parada gözünüz boşuna kalmasın. O düşük eCPM'li reklam bloğu ister yüksek ister düşük tıklama oranına (CTR) sahip olsun, eCPM'si düşük oldukça genel eCPM ortalamanızı aşağıya çekecek ve reklamlardan tıklama başına daha fazla para kazanmanızı engelleyecektir. Özetle, bir reklam bloğunun eCPM'si düşükse bir daha o yerde o tipte bir reklam bloğunu kullanmayın.

 

Günün Saatlerine Göre Farklılaşan eCPM

Dikkat ettiyseniz farketmişsinizdir. Adsense gününün ilk saatlerinde, yani saat 10:00-12:00 arası eCPM değeri daha yüksektir, sonra giderek düşer. Sizce sebebi ne?... ... Burada biraz soluklanın isterseniz. Kapitalist bir sistemde olduğumuzu unutmayarak, ekonomimizin temel bir noktasını tekrar anımsayalım: Sizin kazancınız bir başkasının masrafı, harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısıdır. Sitenizdeki reklamlardan gelir elde edebiliyorsunuz, ama reklam verenler bunu hayır için, siz para kazanasınız diye yapmıyorlar. Kendileri para kazanmak için yapıyorlar. Elbette ki enayi değiller, sizden birşey alamayacaklarsa siz de karşılığında birşey alamazsınız. Ve bir reklam verene sunabileceğiniz en değerli şey, ürünleriyle ya da hizmetleriyle ilgilenen bir ziyaretçidir. Siz onlara bunu sunun, onlar da sizin göndereceğiniz değerli müşteri için aralarında yarışarak müşteriyi kapmak için size daha çok ödemeyi göze alsın... Ama elbet bu rekabet ve kapışmanın bir bedeli var. Google Adwords'te 3 farklı tipteki reklam harcama yöntemlerinden birini seçebiliyor reklam verenler: Anahtar sözcük başına maksimum bir tıklama ücreti, ortalama bir tıklama ücreti ya da günlük maksimum harcama üzerinden düzgün dağıtılmış tıklamalar. Ek olarak ilk ikisinde günlük harcama limitinin de gün içine eşit reklam gösterimi ile dağıtılmasını ya da maksimum oranda reklamın pompalanmasını seçebiliyorlar. İşte bu sonuncusu daha etkili. Reklamlarınız rakiplere inat peş peşe gösteriliyor ama bir bedeli de var: Çok hızlı bir şekilde günlük bütçenizi tüketiyor. Eğer reklam verenin reklama ayırdığı günlük bütçeye ulaşıldıysa artık günün geri kalanında o bol ödeyen güzel reklam artık sitenizde görüntülenmez oluyor. Bunu kontrol etmek için sizin yapabileceğiniz bir şey yok. Ama bu bilgiyi kullanarak sitenizin günün ilk saatlerinde, sizin rakip sitelerinizden daha fazla görüntülenmesini sağlayabilirseniz, rakiplerinize gidebilecek güzel büyük balıkları siz tutabilirsiniz...

Evet. Aslında kural hayatın her alanına uygulanacak denli basit: Kötüleri barındırmayın... Sitenizdeki kötü görünüşlü, boş, kayda değmez sayfaları kaldırın; ilgi çekmeyen reklam yerleşimlerini kaldırın; her yere reklam koymak yerine sadece en kaliteli reklamlardan bir ya da bir kaç tane gösterin; kötü reklamlardan, ilgisiz ziyaretçilerden kurtulun... Hayata da uyarlarsak, kötü arkadaşlar, kötü eşyalar, bozuk cihazlar, kalitesiz edebiyat, kötü kullanılan zaman, kötü bir eş, duvarınızda çirkin bir tablo, kötü bir mahalle, vs. vs. sizi de bozar, aşağı çeker. Basit ama doğru: Hayatta her şeyin daha iyisi için kötü şeyleri yakınınızda barındırmayıp, iyi şeylerin yanına gitmeniz yeterli...

Internetten Daha Fazla Reklam Geliri Elde Etmek için eCPM'yi Arttırma Yöntemleri

 

Eğer iyi kötü bir bloğunuz ya da web siteniz varsa ve ayda birkaç yüz dolardan daha fazla kazanamıyorsanız bu yazıyı okumanızda fayda var. Günde birkaç yüz tekil ziyaretçisi ve ortalama bin kadar sayfa gösterimi (bir ziyaretçi sadece tek bir sayfanıza bakıp gitmiyor değil mi?) olan küçük bir site ya da bir blog dahi ayda en az 150$ getirmelidir. Eğer durum bu değilse, site yapılanmanızda ve reklam kullanımında çok ciddi hatalar yapıyorsunuz demektir.

Ben bir reklam veren olsam, ki öyleyim, reklamıma tıklanma, hatta görülme olasılığı olmayan bir siteye reklam vermezdim. Bir reklam-veren getirisi ileride gerçekleşebilecek, ve ne kadar getirisi olduğu kesin belli olamayan bir harcamayı peşin yapar. Haliyle de o reklamı verirken reklam veren de, reklamı yayınlayan aracı kuruluş da (örneğimizde Google Adwords) iki kere düşünür. Kimsenin rakip reklamlara dahi tıklamadığı bir siteye ben niye reklam vereyim, hadi verdim diyelim peki ne diye tıklama başına 1 kuruştan daha fazla vereyim? Öyle değil mi? Mantık şu: Eğer o sitedeki reklamlara tıklanmıyorsa olasılıkla yayınlanan reklamlar siteyi ziyaret edenin ilgilendiği konuyla alakalı değil, o alakasız ziyaretçi sayfamı ziyaret etse bile sattığım ürünlerle ilgilenmiyor olma ihtimali yüksek, birşey satamayacığım ziyaretçiye dükkanımı (sitemi) ziyaret etmesi için birilerine para ödemek ise kaynak israfı...

Kısaca reklam verenlerle reklam aracı kuruluşları, kazanç sağlayamayacakları ziyaretçiler için reklam yayınlamak isteyen sitelere reklam vermeye ya da reklam başına yüksek ücret ödemeye yanaşmazlar. Bu kayda değmez siteleri tesbit etmek içinse genellikle eCPM ölçütü (metriği) kullanılır. eCPM, bin sayfa gösterimi başına tutar (effective Cost per Milen) anlamındadır. Bin kez gösterilen reklamın size ne kadar kazandırdığını ya da bir başka deyişle reklam verenlere ne kadar masraf çıkardığını gösterir. Hatırlamakta fayda var, sizin kazancınız bir başkasının masrafıdır; sizin harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısını oluşturmaktadır. İşte bu 1000 gösterim başına tutar ölçümünün tüm sayfalarınız başına ortalaması, yani sizin adsense rapor sayfanızdaki eCPM sütunun tepesindeki rakam size verilecek reklamların kalitesini belirler. Bu eCPM metriği ne kadar yüksekse, sitenizde de o kadar fazla tıklama başına daha fazla ödeyen reklam yayınlanır

 

Peki bu eCPM Kaç Olmalıdır ve Nasıl Yükseltilir

eCPM'nin teorik bir limiti yok. Sınırsız. Sonuçta tıklama başına 100.000$ ödeyecek kadar çılgın bir reklam veren olur ve her reklam gösteriminde mutlaka bir tıklayan bulunursa eCPM'niz 100.000.000$ (yüz milyon dolar) görünür. Gerçek hayatta ise bu rakamın güncel değerini rekabet belirliyor. Ne kadar kıran kırana bir rekabet olursa, o kadar da çok fiyat arttıran reklam veren oluyor. İlk sırada, hatta ilk 12'de yer alabilmek içinse tıklama başına daha fazla ödemeyi göze almak durumunda kalıyor reklam verenler. İlk 12 önemli, çünkü Google Adsense sitenizde bir kerede en fazla 3 reklam bloğu kullanmanıza izin veriyor, ve bu bloklardan en büyüğü ise en fazla 4 reklam barındırabiliyor. Kısaca taş çatlasa sitenizde 12 reklamdan daha fazla Adsense reklamı gösteremiyorsunuz (tavsiyeler hariç).

Peki bu 12 reklam gösterme hakkını sonuna kadar kullanmak şart mı? Madem reklamlar en pahalıdan en ucuza doğru sıralanıyor, öyleyse son gösterilen reklamlar en az ücreti ödeyenler olmalı. Pekiii, ya bizler bir en tepeye bir menü kısmına ve bir de yazının bitimine olmak üzere 3 reklam bloğu kullandıysak; acaba bloğumuzdaki ya da sitemizdeki bir yazıyı okuyup bitiren birinin hangi reklam bloğuna tıklama olasılığı daha fazla? İsterseniz bu olasılığı rahatlıkla ölçebilirsiniz; üç farklı adsense kanalıyla bu üç yere reklam bloğu koyup istatistiklere bakmanız yeterli. Sonuçta, üç reklam bloğu da kullanılan sayfalarda en sonuncu diğerleriyle aynı sayıda gösterilmesine rağmen en az tıklamayı (CTR) ve en az bin tık başına ücreti (eCPM) alır. Üstelik bu sonuncunun aldığı düşük eCPM sizin genel eCPM değerinizi de aşağı çeker. eCPM'niz düştükçe de sizin reklam alanlarınızda tıklama başına yüksek değil düşük ücret ödeyen reklam verenlerin reklamı gösterilir. Böylece bu bol reklamlı sayfalarınızda geliriniz düştükçe düşer ve minimuma takılır: tıklama başına 1 kuruş!... Ah yazık!

Çözümü basit: acımasız olacak, kötüleri barındırmayacaksınız. Sitenizin yapısal durumuna göre değişir hangi reklam bloğu tipinin en iyi sonucu vereceği. O yüzden sitelerinizin ve sayfalarınızın türüne, yapısına göre haftalık testler yapmalısınız. Bir testi bir hafta boyunca sürdürmenizde fayda var, çünkü hafta içi, hafta sonu, ilk iş günü ve son iş günü gibi farklı farklı zamanlarda bağlanan insan profilleri var. İstatistiklerde hepsini kapsamak önemli. Tek bir reklam tipini seçip (mesela 336x280 ya da 234x60) buna kullandığınız yere, sayfaya göre farklı kanal isimleri vererek denemeler yapmalısınız. Örneğin, sayfalarınızdan birinde yazının üstünde kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_ust-01" olurken, benzer icerikteki bir baska sayfada yazı ortasında kullandığınızın kanal adı "a_tipi_sayfa_orta_sol-01" gibi olmalı. Ana sayfa için ayrı, uzun yazı içeren sayfalar için ayrı, resim, video vs. içeren sayfalar için ayrı ayrı kanallar ve yerler tanımlayarak siteniz içeriğine en uygun yerleşimi bulmanız çok çok önemli.

Bir haftalık test ve değerlendirme sonunda ise hiç düşünmeden eCPM'si en düşük olanları makaslayın gitsin. Oradan gelmiş olan parada gözünüz boşuna kalmasın. O düşük eCPM'li reklam bloğu ister yüksek ister düşük tıklama oranına (CTR) sahip olsun, eCPM'si düşük oldukça genel eCPM ortalamanızı aşağıya çekecek ve reklamlardan tıklama başına daha fazla para kazanmanızı engelleyecektir. Özetle, bir reklam bloğunun eCPM'si düşükse bir daha o yerde o tipte bir reklam bloğunu kullanmayın.

 

Günün Saatlerine Göre Farklılaşan eCPM

Dikkat ettiyseniz farketmişsinizdir. Adsense gününün ilk saatlerinde, yani saat 10:00-12:00 arası eCPM değeri daha yüksektir, sonra giderek düşer. Sizce sebebi ne?... ... Burada biraz soluklanın isterseniz. Kapitalist bir sistemde olduğumuzu unutmayarak, ekonomimizin temel bir noktasını tekrar anımsayalım: Sizin kazancınız bir başkasının masrafı, harcamalarınız ise başkalarının gelir kapısıdır. Sitenizdeki reklamlardan gelir elde edebiliyorsunuz, ama reklam verenler bunu hayır için, siz para kazanasınız diye yapmıyorlar. Kendileri para kazanmak için yapıyorlar. Elbette ki enayi değiller, sizden birşey alamayacaklarsa siz de karşılığında birşey alamazsınız. Ve bir reklam verene sunabileceğiniz en değerli şey, ürünleriyle ya da hizmetleriyle ilgilenen bir ziyaretçidir. Siz onlara bunu sunun, onlar da sizin göndereceğiniz değerli müşteri için aralarında yarışarak müşteriyi kapmak için size daha çok ödemeyi göze alsın... Ama elbet bu rekabet ve kapışmanın bir bedeli var. Google Adwords'te 3 farklı tipteki reklam harcama yöntemlerinden birini seçebiliyor reklam verenler: Anahtar sözcük başına maksimum bir tıklama ücreti, ortalama bir tıklama ücreti ya da günlük maksimum harcama üzerinden düzgün dağıtılmış tıklamalar. Ek olarak ilk ikisinde günlük harcama limitinin de gün içine eşit reklam gösterimi ile dağıtılmasını ya da maksimum oranda reklamın pompalanmasını seçebiliyorlar. İşte bu sonuncusu daha etkili. Reklamlarınız rakiplere inat peş peşe gösteriliyor ama bir bedeli de var: Çok hızlı bir şekilde günlük bütçenizi tüketiyor. Eğer reklam verenin reklama ayırdığı günlük bütçeye ulaşıldıysa artık günün geri kalanında o bol ödeyen güzel reklam artık sitenizde görüntülenmez oluyor. Bunu kontrol etmek için sizin yapabileceğiniz bir şey yok. Ama bu bilgiyi kullanarak sitenizin günün ilk saatlerinde, sizin rakip sitelerinizden daha fazla görüntülenmesini sağlayabilirseniz, rakiplerinize gidebilecek güzel büyük balıkları siz tutabilirsiniz...

Evet. Aslında kural hayatın her alanına uygulanacak denli basit: Kötüleri barındırmayın... Sitenizdeki kötü görünüşlü, boş, kayda değmez sayfaları kaldırın; ilgi çekmeyen reklam yerleşimlerini kaldırın; her yere reklam koymak yerine sadece en kaliteli reklamlardan bir ya da bir kaç tane gösterin; kötü reklamlardan, ilgisiz ziyaretçilerden kurtulun... Hayata da uyarlarsak, kötü arkadaşlar, kötü eşyalar, bozuk cihazlar, kalitesiz edebiyat, kötü kullanılan zaman, kötü bir eş, duvarınızda çirkin bir tablo, kötü bir mahalle, vs. vs. sizi de bozar, aşağı çeker. Basit ama doğru: Hayatta her şeyin daha iyisi için kötü şeyleri yakınınızda barındırmayıp, iyi şeylerin yanına gitmeniz yeterli...

Internetten Daha Fazla Reklam Geliri Elde Etmek için eCPM'yi Arttırma Yöntemleri

 

Eğer iyi kötü bir bloğunuz ya da web siteniz varsa ve ayda birkaç yüz dolardan daha fazla kazanamıyorsanız bu yazıyı okumanızda fayda var. Günde birkaç yüz tekil ziyaretçisi ve ortalama bin kadar sayfa gösterimi (bir ziyaretçi sadece tek bir sayfanıza bakıp gitmiyor değil mi?) olan küçük bir site ya da bir blog dahi ayda en az 150$ getirmelidir. Eğer durum bu değilse, site yapılanmanızda ve reklam kullanımında çok ciddi hatalar yapıyorsunuz demektir.

Ben bir reklam veren olsam, ki öyleyim, reklamıma tıklanma, hatta görülme olasılığı olmayan bir siteye reklam vermezdim. Bir reklam-veren getirisi ileride gerçekleşebilecek, ve ne kadar getirisi olduğu kesin belli olamayan bir harcamayı peşin yapar. Haliyle de o reklamı verirken reklam veren de, reklamı yayınlayan aracı kuruluş da (örneğimizde Google Adwords) iki kere düşünür. Kimsenin rakip reklamlara dahi tıkl

 
 

Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!

 

 

Başlıksız Belge





Rap Dinle Rap Star Rap İndir

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol